4 Haziran 2010 Cuma

Eternal Sunshine of the Spotless Mind

Categories:

  Yoğun bir sınav haftasından sonra internete kavuşmak gerçekten çok mutluluk verici..Bende tabiki yine bir film tanıtmı yazmadan duramadım.Ve "Eternal Sunshine of The Spotless Mind" ı seçtim.

  Aslında bu filmi izlemek planlarımda hiç yoktu ama Eylül izlemiş bana önerdi ve sağolsun dvdsinide getirdi ve bende izledim.Teşekkür Ederim Eylül :)

   Michel Gondry’nin yönetmenliğini yaptığı, Charlie Kaufman’ın senaryosunu kaleme aldığı 2004 yapımı bir film. Başrollerde ise, Jim Carrey, Kate Winslet, Elijah Wood ve Kirsten Dunst gibi isimler var.

 
İçine kapanık çekingen biri olan Joel Barish ve rahat, özgür ruhlu Clementine Kruczynski tüm bu farklı kişiliklerine rağmen birbirlerine âşık iki kişidir. İki yıllık (defterine iki yıldır ilk kez bir şeyler yazar) beraberliklerinden sonra yaşadıkları şiddetli bir tartışmanın ardından ayrılırlar ve Clementine Joel ile ilgili anılarını zihninden sildirir. Bunu öğrenen Joel de aynı yöntemi uygular ve Clementine ile ilgili anılarını zihninden sildirerek onu bütünüyle unutmaya karar verir. Fakat anıların silinme seansı esnasında işler yolunda gitmez ve geriye doğru giden silme işleminde Joel, Clementine ile ilgili güzel anılarına sıra geldiğinde silme işleminden vazgeçer.


"You can erase someone from your mind.
Getting them out of your heart is another story."

  Bu arada Clementine’nin Joel’i silme seansında ona âşık olan Patrick, Joel’in anılarını ve Clementine’ye daha önce aldığı hediyeleri kullanmanın işe yarayacağını düşünmekte ve Clementine’yi bunlarla tavlamaya çalışmaktadır. Seans sırasında Patrick ve silme işlemini yapan diğer kişi olan Stan arasında Clementine hakkında geçen konuşmalar Joel’in anıları arasına karışır ve kendisine bir oyun oynandığını bu oyunla Patrick’in Clementine’yi ele geçirmeye çalıştığını düşünmeye başlar. Seansa iki müdahale vardır, birincisi Joel’in kendisi tarafından yapılan müdahale (gittikçe keyifli hale gelen anıları kaybetme korkusu), ikincisi ise seansı yapan kişilerin konuşmasının yol açtığı müdahale (Patrick ve Stan’ın Clementine hakkında konuşmaları).



  İşte filmin eğlenceli kısımları burada başlıyor.Anılar arasında yolculuk ve iki sevgilinin tekrar birbirlerine aşık olmaları ve bunun silinmesini engellemeye çalışmaları.Bu arada söylemeden geçemeyeceğim Spiderman'in Mary Jane Watson'ını bu filmde hemşire olarak hemde yine Mary ismiyle görmek gerçekten ilginçti.

  Ben bu filmide beğendim zaten beğendiklerimi size yazıyorum ama söylemem lazım anılar arasındaki yolculuk bir süre sonra sıkıyor ne olacaksa olsun bitsin artık dediğiniz oluyor ama yinede güzel film.Zaten konu itibari ile çok ilginç ve ilgi çekici...Hepinize İyi Seyirler...

Ekşi Sözlük'den yorumlar...

cok keyifli ve karisik kurgusuyla (her ne kadar onun kadar karanlik olmasa da) bana lost highwayi animsatmis bir film oldu bu, jim carreynin de artik mask rollerinden siyrilip su ana kadar gordugum en iyi oyunculugunu cikardigini soyleyebilirim.

mukemmel olmus. jim carrey sifir saklabanlik yapmis. kate winslet kariyerinin doruguna cikmis. charlie kaufman her zamanki gibi dokturmus. senaryo, diyaloglar, kamera, sahne gecisleri sinirlari zorlamis. muzikler cuk oturmus. isin en guzel tarafi da, butun bunlardan sonra filmin sonuna gelince, ortaya bilim kurgu degil, sanki gecen hafta yasanmis gercek bir hikaye ortaya cikmis. adaptation edali karmasik bir son beklerken, her sey gayet duzgun bir mantikla, gercek dunyada birbirine baglanmis. 10 puan, 10 puan, 10 puan.

dikkat: sevgiliyle izlendigi zaman kisiyi cok derin dusuncelere surukleyen, bogaza birseyler dugumleyen bir film bu.

bu filmi izledikten sonra karman corman duygularla ciktim sinemadan. bu kadar basariyla yazilmis, yonetilmis, kurgulanmis bir filmi izledikten sonra hem o kadar mutluydum ki sinemdan ciktigimda o anda olmek istedim, hem de kedimi o kadar gucsuz hissettim ki hayatimda boyle guzel, ve etkileyici bir filmi asla yapamayacagimi dusunerek tekrar olmek istedim. sonuc itibariyle bu film bana o an mutluluktan ve gucsuzlukten olme istegi vermis tek film olarak hayatimin filmler istatistiklerine girmis bulundu. michel gondry'nin ve charlie kaufmann'in gercek bir dahi olduklarinin kanitidir bu film. oldukca dusuk bir butceyle yapilmis olmasina ragmen inanilmaz karmasik kurgusu ve efectleri var filmin. ve gondry'nin soyledigi uzere hepsi 5, 10 dolar etmicek efektler. tamamen bilgisayar ve cgi efektler yerine mantik ve kamera hileleriyle yapilmiss, dahiyane fikirler sonucu olmusmus efektler kullanilmis. gondry'nin dahiligini zaten cektigi star guitar, joga, bachelorette, army of me, protection, around the world gibi kliplerden gormustuk. bu filmle daha da bir inanmis olduk.

kisaca filmin konusu iliskileri kotu bir sekilde noktalanmis iki ciftin lacuna, inc. adli bir sirkette birbirlerini ve yasadiklari butun anilari hafizalarindan sildirmeye calismalari. tabii geri kalan kismiyla ilgili bir yorumda bulunmak filmi izlemeyenlere haksizlik olucagindan daha fazla bir sey soylememek lazim. ama hepimizin filmde kendimiz bulucagi, sevdilerimizle yasadigimiz iyi ve kotu her turlu aniyii hatilayip, melankoli yasayacagi, filmin cikisinda iliskilere bakis acimisizin tamamen degisecegi, mukemmel duygulu, etkileyici bir film olmus. bir kauffman klasigi olan, karakterin beyninin icine girme ve filmi orada gerceklestirme fikri oldukca yaratici, insanin beyninin icinde yasadigi ve yarattigi kaos ve karmasikligin filme aktarilmasi oldukca basarili olmus.

filmden ciktiktan sonra, ozellikle sevdiginiz bir insanla izlemisseniz, ona sarilip, omur boyu birakmamak istegi yaratacak bir film. sabun kopugu gibi akip geciyor, keske bitmese, devam etse dedirtiyor. buyulu bir yolculuk, sonunda karman corman duygularla bitiyor.

bana son zamanlarda yasadigim en tamamlanmis bir sinema'ya gitme tecrubesi yasatan film. filmde anlatilan duygulari gozume sokar gibi geldi onume oturdu bir cift. adam gorme engelli, kadin degil. buyur burdan yak. perdenin sol alt kosesine de sprey boyayla "kill me" yazmis" veletin teki. daha soyleyecek bir sey bulamiyorum, hala etkisindeyim olayin.
filme gelince bana biraz mulholland drive, biraz memento tadi verdi. ilk baslarda kurgusu karisik gibi gelse de sonra biraz aciliyor, clementine'in saci sagolsun. filmin sonuna dogru hemen hemen hersey yerine oturuyor (mu?) bir daha izlemek isterim.
bence bu film hic baslamayip, hic bitmeyen filmlerden.
Jim Carrey... Joel Barish
Kate Winslet... Clementine Kruczynski
Gerry Robert Byrne... Train Conductor
Elijah Wood... Patrick
Thomas Jay Ryan... Frank
Mark Ruffalo... Stan
Jane Adams... Carrie
David Cross... Rob
Kirsten Dunst... Mary
Tom Wilkinson... Dr. Howard Mierzwiak
Ryan Whitney... Young Joel
Debbon Ayer... Joel's Mother




Bu yazıyı paylaş

Related Posts

1 Response to Eternal Sunshine of the Spotless Mind

5 Haziran 2010 13:56

İzlediğim filmlerin en iyisiydi diyemem ama farklı ve eğlenceliydi.Romantizm,aşk dengeli işlenmiş.Çoğunluk karşılaşmıştır apayrı kişiliklerin birliktelikleriyle,sonu hüsranla bitenlerdeyse Clementine ler Joel lerle ilgili anılarını sildirmek ister (Sizde kendinizden birşeyler bulacaksınız.) Öneriyorum.Beni geçin imdb de de 8.5 almış bi film.

Yorum Gönder